top of page
  • Black Instagram Icon

Anneliğin Her Anını Sev Demeyin Artık!

Güncelleme tarihi: 1 gün önce

Biri daha çıkıp "Aman canım, her anının tadını çıkar, çabuk büyüyorlar!" derse… Vallahi, elimdeki ıslak mendili suratına fırlatma ihtimalim var. Evet, büyüyorlar. Gece 3’te meme ucum çatlağından sızan kanla karışık sütü emerken de büyüyorlar! O anın "tadını çıkarmamı" mı bekliyorsunuz?

Anneliğin Toz Pembe Yalanlarına Bir İsyan


Anneliğin Her Anını Sev


Anneliğin Her Anını Sev: Pudra Gibi Kokar O şimdi


"Ah şu bebek kokusu…" diye iç çekenler, sizin beyninizde romantik annelik diye bir şablon mu var? Benim çocuk, üzerine kusmuş, altından sızan pişik kremiyle "pudra gibi" değil, biraz b.oklu gibi kokuyor. Üstelik bu kokuya, iki saatte bir emzirme yorgunluğu, uykusuzluk çılgınlığı ve "Acaba ne zaman tuvalete tek başıma gidebileceğim?" stresi de eşlik ediyor. Tadı çok güzeldi evet bugünlerin.


"Bunlar Daha İyi Günlerin"ciler


Şu lafı duyduğumda içimde kopan fırtınayı anlatamam: "Aa, bunlar daha senin iyi günlerin! Bekle büyüdüklerinde gör…" Yani şimdi, gece boyu kolik sancısıyla kıvranan bir bebekle çırpınırken, "iyi günlerimi" yaşadığımı mı düşünmeliyim? Teşekkürler, bu Anneliğin Her Anını Sev motivasyon konuşması için! Peki ya "daha kötüsü"nü düşünüp panik atak geçirmem mi gerekiyor? Siz gidin bunu, 2 saatlik bebek bakıcılığı yaptıktan sonra "ay çok eğlenceli" diyen halasına babanesine diyin.


"1-2 Saatlik Misafir Anneliği" ve Diğer Sahtekarlıklar


Akşamüstü çay içmeye gelip, "Ay ne kadar tatlı, keşke hep bebek kalsalar!" diyenler… Sizin o tatlı dediğiniz çocuk, az önce duvarları boyadı kakasını silmeye çalışırken tüm yastık çarşafı da kaka yaptı çünkü ayağa kalkıyor durmuyor. Üstelik siz gittikten sonra, nedensiz şekilde bir 10 kere ağlayacak! Ama neyse ki siz, "tatlı zamanları"nı görüp gidiyorsunuz. Hatta bir de tavsiye veriyorsunuz: "Biraz sabır, sevgiyle hallolur." Hallolsun, hadi buyrun, 24 saat bırakalım da siz "hallol"un! Akşam serum takmak için acile koştuğunuzu hayal edebiliyorum.


"Her Anını Sev" Dayatması


Çünkü bu cümle, anneliği "sürekli mutluluk" zorunluluğuna dönüştürüyor. Oysa annelik; uykusuzluk, kaygı, tuvalette gizlice ağlama ve "Acaba doğru mu yapıyorum?" sorgulamalarıyla dolu. Bana "her anını sev" diyenler, siz trafikte araba kullanırken "Her saniyenin tadını çıkar, keşke hep direksiyonda kalsak!" der misiniz? Hayır. Çünkü trafik stresli, tüketici ve bir an önce bitmesini istediğiniz bir şey. İşte annelik de öyle: Muazzam ama yorucu. Ve yorulmak, sevmemek anlamına gelmiyor!


Gerçekçi Olalım: Tadını Çıkardığım Anlar da Var Ama…


Evet, o minik elin avucuma konduğu anlar, kahkahasını ilk duyduğum an… Bunlar kalbimi eriten anlar. Ama bunlar, 24 saatlik vardiyanın 5 dakikalık molaları. Geri kalanında; kusmuklu tişörtler, bitmeyen ev işleri ve "Ben artık bir insan değil, hizmet robotuyum" hissi var. Bu, onu sevmediğim anlamına gelmiyor. Sadece insan olduğumu hatırlatıyor.


Bana "Tadını Çıkar" Yerine "Dayan Dik Dur" De!

Artık şunu anlayın: Annelik, "her anını sev" diye özetlenebilecek kadar basit değil. Daha çok, "Battığını hissedip, yüzeye çıkmak için çırpınırken bir yandan da yüzmeyi öğrenmek" gibi. Bana "tadını çıkar" demek yerine, "Nasılsın?" diye sorun. Ya da "Bir ara sana kahve ısmarlayayım mı?" deyin. Hatta hiç konuşmayın, sessizce bulaşıkları yıkayın!


Çünkü biz anneler, "her anın tadı"nı değil, "her anın gerçekliğini" yaşıyoruz. Ve bu gerçeklik bazen; çikolata gibi değil, ıslak mendil gibi yapış yapış. Kabul edin. Gerçek annelik, acıyan gözler, lekeli pantolonlar ve kahkahalarla karışık gözyaşları demek.

Comments


bottom of page